Download CV

Bir Parça Öldük

27/07/2018

Kendimizi devletten nasıl koruyacağımızı, mücadele etsek de sürekli çeşitli yollarla baskılandığımızı gördükçe soluk alamıyoruz.

Küçücük çocukların cinsel istismara maruz bırakılması, internet yasakları, sağlık sisteminin sağlıksız bir şekilde yürütülmesi, adalet dediğimiz kavramın içinin boşaltılmış olması biz insanları da ne yazık ki çaresiz bırakıyor. Her biçimde yollarımızın kesildiği, hak arama mücadelemizin yasaklarla baskılandığı günümüzde inatla farklı mücadele araçları geliştiriyoruz. Bu çok umud vadeden bir durum..

Görünen o ki siyasi iktidar şiddeti arttırarak, yalancı, ikiyüzlü, görmezden gelen yapısını sürdürmeye devam edecek, toplumun gereksindiği ne varsa elinden alacak, bizimle uğraşacak. İşimiz hiç kolay olmayacak..  Geçmişte de bunun örneklerini çok yaşadık.

Gezi de hatırlarsanız küçük bir komün kurulmuştu. Ekmeğimizi aşımızı kitaplarımızı paylaştık. Özgür bir dünya düşledik, insanın hak ettiği gibi yaşamasını.. Oyunlar oynayan, halaylar çeken, türküler söyleyen, saz çalan, her türlü sanatsal alanlar yaratan o güzelim insanlar, Gezi parkı işte o zaman yaşıyordu.. Hak ettiği ve hak ettiğimiz gibi yaşıyorduk. İçimizi -ruhumuzun özünü besleyerek, sevgimizi kata kata..

Hepimizi doyuracak doğurgan bir toprak, hepimize yetecek iş alanı söz konusuyken her alan satın alınıyor, patronların kasaları doluyor da doluyor doluyor.. En yakın örneği evlerde bulunan ayakkabı kutuları.. Gözleri doymuyor.. Bu nasıl bir hırs..

Van’da çocuklar üşüyor.. Isınmak nedir bilmiyor. Soğuğa alışmış, ellerinde bir parça ekmek.. Bu bizim canımızı yakıyor. Biz birbirimize yardım etmek istiyoruz. Yardım etmek çok güzel bir kelimedir.. İnsanlarımızın mutlu olduğunu görmek istiyoruz. Sıcak bir yuva herkesin hakkı olsa gerek. Mesela insanları seviyoruz. Nefret etmiyoruz. Oysaki bu devleti yönetenler kendi gibi olmayanları sevmez, nefret eder.

Kocaman bir dünya var, özgürlükler ortamı. Bize reva görülen küçük sınırlı alanlar. Önümüze bir parça özgürlük artığı atılıyor.. Bizse kocaman güzel bir dünyanın özlemindeyiz. Bunu anlamazlar anlamayacaklar.

Bir ara sokak merdivenlerini rengârenk boyamaya başlamıştık. Ne kadar da güzel bir düşünme biçimidir. Rengârenk. Oysa siyasi erkin reva gördüğü gri ve karanlık… Biz yine de direndik, yeşerdik hep.. İktidar bu kadar zehirli uçlarını yaşama salmışken, bizi yok sayarken biz neşeyle, şarkılarla cevap verdik ve birbirimize tutunduk. İktidar zehirlerini kendi ruhlarına akıttılar hala da akıtmaya devam ediyorlar. Evet, ne yazık ki bir parça öldük ama direniyoruz bu da güzel.

İyilik ve insanlık öğretecek değiliz kimseye… Elindeki bütün araçların gücünü çok iyi kullansa da iktidar, bizim aklımızı kurcalayamayacaklar. Masum insanların hayatlarıyla oynuyor, işkence ediyorlar. Sistem bir suçlu arıyor. Koca bir toplum var onlara karşı bunu elbet görecekler. Görmezden gelmeye çalışsalar da görecekler.

Gezi Direnişi sırasında ölen kardeşlerimizi de asla unutmayacağız.

Korkakça saldıran, hırslarının kurbanı olan devlet aslında bizim özgürlüğümüzün farkında olmamızdan, birbirimize tutundukça mücadelenin daha güçlü olduğunu bildiğimizden dolayı bu kadar vahşice saldırıyor. Halkın seçimle başa getirdiği siyasi iktidar günü gelir bu ellerle yerinden etmesini de bilir. Yalanlarıyla kurdular bu düzeni yalanlarıyla gidecekler.

 

Posted in KALEM