Web Sayfama Hoşgeldiniz
1995 yılında Antakya’da başladığım tiyatro yaşamıma, alternatif bir sahne olan, 2012 yılında kurduğumuz Altkat Sanat Tiyatrosu’nda çeşitli uyarlamalar, oyun yönetmek ve oyunculuk dışında, beden farkındalığı ve hareket, pantomim eğitmenliğini sürdürmeye devam ediyorum.
Kırbir oyunundan “Taze Çimen Kokusuydu”
Son Dönem Yönettiğim Oyunlar
Faust
Halen Gösterimde
2024
Goethe, Faust konusunda Batı dünyasında ve Alman halk öykülerinde eskiden beri var olan gelenekten etkilenerek, modern hayata yönelik endişe ve huzursuzluğu yansıtmak üzere Faust’un modern manzum bir tragedya olarak özgün biçimini yazmıştır. Gizemli ve yasak bilginin peşinde koşan ya da ruhunu şeytana satan kişiyi simgeler.
Faust akademik uğraşlarından memnun değildir. Kendini gerçekleştirmenin yollarını ararken bir süre sonra dünyevi zevkler peşinde koşan bencil, doyumsuz ve açgözlü bir bireye dönüşür. Mefistofeles ile tanıştığında Elli yaşında olan Faust, kendisine sunulan büyülü içkiyle Otuz yıl gençleşir ve güzelliğine hayran kaldığı Gretchen onun başlıca tutkulu hedefi olur. Modern bireyin ihtiras dolu dünyevi tutkularına sahip olan Faust, geleneksel dünyanın saflığı içerisinde bir hayat süren Gretchen’ı kandırarak ona bir an evvel sahip olmaya yönelik, bencilce duygular besler.
Velayet
Halen Gösterimde
2024
Muhafazakârlık ve kadın-erkek eşitsizliği kavramları sosyal ve kültürel kalkınmanın bir arada değerlendirildiği bir dünyada sıklıkla ele alınmaktadır. Muhafazakârlığın idealleri, kadınları toplumun belirli rolleri ve kısıtlamalarını kabul etmek zorunda bırakırken kadın-erkek eşitsizliğini de derinleştirmektedir. Muhafazakârlık, genellikle ailenin koruması üzerine odaklanır. Otoriteler erkeğin egemen olduğu aile modelini onaylamaktadır. İdeolojiyi destekleyen insanlar, genellikle kadınların ev işleri ve çocuk bakımı gibi geleneksel rollerde yer alması gerektiğini savunur. Kadınların çalışma hayatına dâhil olması, özgürlük gibi söylemler muhafazakâr değerlerle çelişir. Kadının asli görevi ve yaşam alanı, ev ve evin sınırları ile ilgili olmaktadır. Bu sınırların öğrenilerek içselleştirilmesi süreci, ailenin oldukça etkin bir şekilde gerçekleştirdiği cinsiyete dayalı iş bölümünü de beraberinde getirmektedir. Muhafazakâr iktidarların da birincil önceliği ailenin korunması, desteklenmesi ve geliştirilmesi ile ilgili politikalara dair bir çizginin takip edilmesi yönünde olmaktadır. Bırakın erkek ve kadın olmayı, dişil ve eril olanın çıkmazları, lezbiyen ailelerin ya da evli olmayan çiftlerin maruz kaldığı baskılar da cabası…
İmparatorluk Kuranlar Ya Da Şümürz
2022
Boris Vian’ın 1957 yılında kaleme aldığı İmparatorluk Kuranlar Ya da Şümürz oyunu; burjuva değerleri eleştiren, bilmedikleri bir sesle sürekli bir üst kata kaçan-taşınan bir ailenin yaşamını anlatır. Aile, gelen gürültüyü bir tehdit olarak algılar. Sahnede yaralar içerisinde gördüğümüz ve sembol olarak kullanılan Şümürz var olsa da kızları hariç hiç kimse onu görmez ve sürekli şiddet uygular. Geçmişin unutulması hafızasızlığı bize gösterir. Çürümüş bir iletişim ortamında insan ilişkilerinin yozluğu trajik bir şekilde gözler önüne serilir. Kızları Zenobya geçmişi unutmayan ve Şümürz’ü gören tek kişidir.
Her üst kata kaçışlarında taşındıkları ev küçülmektedir… Korkan bireyin yaşam alanı sıkışmaya başlar… Yalnızlaşır… Merdiven figürü yükselmeyi anlatırken bir taraftan da daralmanın işareti olarak gözler önüne serilir.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Halen Gösterimde
2019
İnsan, doğayla arasına mesafe koydu, insan, insanla arasına mesafe koydu, hayatla, düşleriyle, cesaretiyle, iradesiyle arasına mesafe koydu. Etik değerler yok olmanın kıyısında ve maalesef saplantılı, huzursuz yaşayışlarımız.
21 yüzyılın yıkık dökük ve İtaatkâr insanlığı. Geliştiğimizi düşünüyoruz fakat teknoloji ilerledikçe insanın yaşam alanları da daralıyor. Büyük bir karmaşa var içimizde. Bireyin özünde var olan; hayatı yaratma gücü, gelişmeye açık bakış açısı zamanla yok olmanın eşiğine geldi. Duyguları ifade etme şeklimize ve yaşayış biçimine sürü toplumunun tepkisi ile cevaplar üretiyoruz. İnançlarımız, yaşam biçimimiz büyük çelişkilerle dolu.
“Böyle Buyurdu Zerdüşt” metninde; üstinsan, güç istenci, bengi dönüş düşüncesini ele alarak yönümüzü saptadık. Nietzsche’nin bakış açısını, günümüz insanıyla bağlar kurarak deşifre ettik. Birbirimizi nasıl anlıyoruz? Kelimeler ya da gördüğümüz her şeye yüklediğimiz anlamların ne kadar doğru olduğunu sorgulamak istedik. Eğreti konumlarımız, yüzümüzde zorunlu maskeler ve asla kendinden tatmin olamayan insanlığımız! Peki, verdiğimiz kararlar; kişisel arzularımız mı yoksa dayatılan algının bir sonucu mudur? Bizler, kendi kararlarımızı alabilen bireyler miyiz? Belki öyleyiz… Belki de değiliz…
İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteği ile üretilmiştir.
Anne Frank’ın Hatıra Defteri
2018
Savaşın ortasında, bir çatı katında sessizce yaşanmak zorunda kalınan 2 yıllık bir hayat. Bu 2 yılda tüm savaşın yıkımını, insanda bıraktığı izleri bir anı defterinde tutan Anne Frank.
Anne Frank, 16 yıllık hayatına sığdırdığı savaş vahşetinin çığlığını işledi anı defterine. Bir çocuğun gözünden yaşamın değerini bizlere yeniden hatırlattı. Şiddeti, saldırganlığı taşıdı günümüze. Anne Frank “Ben öldükten sonra da yaşamak istiyorum” derken, kıyımın devam edeceğini düşünüyordu hiç kuşkusuz. Dünyada savaş ve vahşet olduğu sürece Anne Frank çocuk ruhuyla kulağımıza barışı fısıldamaya devam edecek.
Anne Frank’ın Hatıra Defteri oyunumuz; Tarihsel bir kıyımı, elbette tarihsel bağlarından koparmadan şimdiki zamana taşıyarak bir yüzleşme sağlar. Uygar bir gelecek yaratmak için, küçük bir kız çocuğunun duygularıyla düşünmeyi sağlamak ve onun sanrılarını günümüz gerçeğiyle örtüştürerek gözler önüne sermek üzerine geliştirilmiştir. Geçmişten günümüze yaşanan her türlü savaş psikolojisini insanın bilincine çıkararak, toplumsal hafızamızın nasıl yitip gittiği bilinciyle yüzleşerek yeniden ortaya çıkartmamızı sağlar.
Yaşamaya gereksinmemiz var. İnsanlığın bilgelik ve doğrulukla ruhunu yetkinleştirmeye ihtiyacı var…
Dönüşüm
Halen Gösterimde
2017
“Aydınlık giderek azalıyor, gri toprakların, gri gökyüzünün kapladığı bir çöl gibi görünüyor. Her şey gri… Her şey!” (Franz Kafka)
“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
Her edinilen bilgi, insanı gerçeklere bir adım daha yaklaştırır. Hayatın gerçeği ile yüzleşmemizi yeniden hatırlatan Kafka’nın gözünden Dönüşümü günümüze uyarlarken; bizim, içinde yaşadığımız toplumu, ahlakımızı, davranışlarımızı, gerçeklerin yönünün derinine inmemizi sağlıyor. İnsanın yaşam biçimini, ilişkilerini araştırırken, varoluş sancısını da beraberinde getiriyor. İşte o zaman; kendinin ve yaşamın gerçekliğini sorgularken buluyorsunuz… “Gerçek” dediğiniz şey nedir?
TEN RENGİ
Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri 2023-2024 Yılın Kadın Oyuncusu Müge Saut
“Namusun temizlenmesi” , “töreye uyulması” ya da “Kıskançlık” hangi gerekçenin ardına sığınılarak işlenen kadın cinayetleri, uzun yıllardan beri ülkemizde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri gün geçtikçe artıyor. Oyunda katledilmiş bir kadının kendi hayat hikâyesi ve başka kadınların hikâyesiyle birleşerek anlatılıyor. Yaşadığı dönemde ifade edilemeyen duygular ancak öldükten sonra ifade edilebilir hale geliyor. Ertelenmiş bir hesaplaşma ya da ertelenmiş bir haykırış…
Biraz sonra ışıklar kararacak ve gözleriniz karanlıkta hiçbir canlıyı hiçbir eşyayı seçemeyecek. Toprağın üstünde olmak altında olmaktan daha iyidir belki, bilmiyorum.
Yaşadım mı?
Bilmiyorum…
Bilmiyorum…
MİMOLOJİ
Pandemi döneminin ilk günlerinde el yıkama, maske, sarılma ve pandemi etkisinin çocuklarda oluşturduğu sarsıntı üzerine kısa videolar.
İletişim
Telefon | 0536 214 27 33 |
mugesaut@gmail.com | |
Adres | Kadıköy |